Nicedir Sportif AŞ’nin bu sermaye artışı bir kısım çevrelerin derdi, tasası oldu! Kendi çevreleri için bu kadar kafa yormayan bu güruh; sermaye artışının olmaması için didindi durdu. Tamam! Suyun öte yakası bu sermaye artışına karşı; demek ki bizim yararımıza bir şeyler oluyor; ama hakikaten nedir bu sermaye artışı? Nasıl olur? Neden olur? Koyarsın parayı, eklersin sermayene; ama bu bedelli artış ne demektir? Kafalar karışık değil mi?
Hikayeyi bir de benden dinleyiverin o zaman.
En başından anlatalım…
Yıl 2010. Futbol iki şirket tarafından yönetiliyor Galatasaray’da. Birisi Futbol AŞ, diğeri Sportif AŞ. 2001 yılında yaratılan bir ucube organizasyon yapısı sebebiyle gelirlerin tümü Sportif AŞ şirketinde, giderlerin tümü de Futbol AŞ’de. Durum o kadar vahim ki, futboldan elde edilen gelirler zaten giderleri karşılamıyor; bir de elde edilen gelirlerin %25’i kar payı olarak şirket hissedarlarına dağıtılmak zorunda. Devrin Başkanı Adnan Polat; bu iş artık yürümez diyerek iki şirketi birleştirme kararını alıyor. Şirketler Temmuz 2010’da birleşiyor ve hisselerin de büyük bölümü ortaklardan toplanıyor. Nihayet karşımızda gelirin de, giderin de tek bir yerde birleştiği Sportif AŞ var.
Ancak yıllardan beridir giderlerin tek şirkette, yani Futbol AŞ de olması; gelirlerin de önemli kısmının temettü olarak dağıtılması sebebiyle ortaya çıkan şirkette ciddi zarar ve eksi öz sermaye oluşuyor. Bu sırada da Mayıs 201’ de Ünal Aysal Başkan seçiliyor ve iktidarı devralıyor.
Ünal Aysal öncelikle stratejisini belirliyor; sportif açıdan dibe vurmuş takımı sil baştan yeniliyor; takımın başına da Terim’i getiriyor. Mali açıdan yapılabilecekler ise sınırlı; çünkü Mayıs’ ta devraldığı kulübün Ağustos 2011 sonuna kadar acil ödemesi gereken toplam para 75 milyon TL. Ancak kasada nakit yok; alınan prensip kararı da yöneticilerin kulübe para koymaması yönünde. Genel Kurul’dan izin alarak başlıyor hisseleri satmaya… Üyeler tedirgin olmaya başlıyor; bu kadar hisse neden satılır diye? Bu arada satılan hisseler karşılığı elde edilen nakit ile süresi geçmiş borçlar ödeniyor, bonservis ve futbolcu ücretleri karşılanıyor; bir taraftan da stada para harcanıyor. 2012 yılı başına kadar hisseler parti parti satılmaya başlanıyor; kulübün hisselerinin %45 i yatırımcının elinde…
Kulüp üyeleri tedirginlik içinde Aysal’a ateş püskürürken, Sportif AŞ; kulübe ait olan stat loca, vip koltuk ve kombinelerin 2014-2030 yılları arasındaki gelirlerinin devir alınması ile ilgili protokolü 09/02/2012’de KAP’a bildiriliyor: http://www.kap.gov.tr/bildirim-sorgulari/bildirim-detayi.aspx?id=184729. Bildirime göre 2014 yılından 2030 yılına kadar olan stat gelirleri Kulüp yerine Sportif AŞ ye geçiyor ve Sportif AŞ de bunun karşılığında Kulübe kira ödeme kararı alıyor.
Spor kamuoyu bunun neden yapıldığına dair fikir yürütürken alınan sermaye tavanı uygulamasına geçiş ve sermaye tavanının 600 milyon TL olarak belirlenmesi ile resim belirmeye başlıyor. Derken Sportif AŞ, 2 Mayıs 2012 de KAP’a yaptığı bildiri ile sermayesini bedelli olarak arttıracağını ilan ediyor: http://www.kap.gov.tr/bildirim-sorgulari/bildirim-detayi.aspx?id=200199 . Buna göre o zamanki mevcut sermaye 2.788.084 TL; bu tutar %400 nakden artışla 13.940.422 TL’ye çıkıyor ve ilave olarak da 1 TL hisseye karşılık 25 TL primli olarak kullandırılıyor. Bedelli sermaye artışları karışıktır. Kısaca bunu açıklamak gerekirse; eskiden 1 TL’lik hisseye sahip bir kişi; yeni sermaye artışıyla birlikte oluşan yeni 1 TL’lik hisseye sahip olabilmek için 25 TL ödemek zorunda. Yani sermaye içinde daha büyük parçaya sahip olabilmesi için ekstra bedel vermesi gerek. Bu nasıl iştir dediğinizi duyar gibiyim; ancak bedelli sermaye artışını ne tek ne de ilk yapan Sportif AŞ …
Sermaye artışıyla birlikte tüm hissedarlar bu artışa hisse oranlarına göre katılırlar. Buna göre sermaye yaklaşık 276 milyon TL artar iken, bunun %55’lik kısmını Galatasaray Spor Kulübü karşılıyor, %45’lik kısmı da diğer hisse sahiplerinden geliyor. İşte eleştiri ve dava konusu olan itirazlar bu noktada ortaya çıkıyor. Yazının bir iki paragraf öncesinde Kulübün, Sportif AŞ’ye stat gelirlerini devrettiğini okumuştunuz. İşte bu devir ile Kulüp bu hakkını Sportif AŞ’ye devrediyor; Sportif AŞ de bunun karşılığında Kulübe borçlanıyor. İşte oluşan bu borç ile Kulüp alacağına istinaden sermaye artışına katılıyor. Yani kenarda bir parası yok ama para edecek bir değeri var: Stat gelirleri!
Bu bedelli artış o zamanki mevzuata tamamen uygun bulunarak SPK tarafından kabul ediliyor ve şirketin yeni sermayesi ortaya çıkıyor.
2012-2013 sezonu yeni başlarken Kulüp yeni bir sermaye artışı daha açıklıyor. Bu sefer ödenmiş 13.940.422 TL’lik sermaye %300 bedelle arttırılarak 55.761.688 TL’ye çıkarılıyor ve 1 TL’lik hisseye karşılık rüçhan hakkı 10 TL olarak kullandırılıyor: http://www.kap.gov.tr/bildirim-sorgulari/bildirim-detayi.aspx?id=236988 .
İtirazlar yeniden yükseliyor… Davalar açılıyor… Ve baskı başlıyor…
Bağımsızlığından pek de emin olamadığımız SPK; çok yukarılardan gelen bir emirle sermaye artışı talebini bekletmeye alıyor. Nihayetinde 1 Şubat’ta aldığı prensip kararı ile bedelli sermaye artışlarında artık sermayenin NAKDEN koyulması gerektiğini belirtiyor: http://www.spk.gov.tr/apps/haftalikbulten/displaybulten.aspx?yil=2013&sayi=4&submenuheader=null .
Sportif AŞ bu hamleye karşılık KAP’a tekrar açıklama yaparak büyük hissedarı olan Galatasaray Spor Kulübünün sermaye artışına NAKDEN katılacağını bildiriyor http://www.kap.gov.tr/bildirim-sorgulari/bildirim-detayi.aspx?id=258574 ve sermaye artışı talebini yineliyor: http://www.kap.gov.tr/bildirim-sorgulari/bildirim-detayi.aspx?id=258827.
Ancak SPK o arada hazırladığı yeni yönetmeliği devreye sokuyor ve NAKDEN artışa ilave olarak; bedelli artırımlarda diğer ortaklara “eğer isterse ortaklıktan ayrılma hakkı” verilmesini şart koşuyor. Bu yapılan işlemle fiili olarak sermaye artışı engelleniyor. Bunun üzerine Sportif AŞ KAP’a yeniden bir bildirim yaparak SPK’nın yeni kurallarının devrede olduğunu ve sermaye artışının prensipte yapılma kararının devam ettiğini bildiriyor ve “çalışmalarımız devam edecek” diyor: http://www.kap.gov.tr/bildirim-sorgulari/bildirim-detayi.aspx?id=261184. Bu süreçte dedikodu gazetesi çalışıp senaryolar üretmeye devam ediyor; şirket bunları açık bir dille yalanlıyor: http://www.kap.gov.tr/bildirim-sorgulari/bildirim-detayi.aspx?id=280404.
Ve nihayetinde Şirket çalışmalarını tamamlıyor; ilki kabul edilen, ikincisi ise kural değişikliği sebebi ile geri çevrilen sermaye artışı taleplerine bir yenisini daha ekliyor: http://www.kap.gov.tr/bildirim-sorgulari/bildirim-detayi.aspx?id=309782.
Kulüp sermayesini yine 55.761.688 TL’ye %300 bedelli olarak çıkartıp bu sefer rüçhan hakkı bedelini 8 TL’den kullandırma kararı alıyor. Buna göre, Şirketin sermayesi yaklaşık 335 milyon TL daha artarken bunun 184 milyon TL’si Kulüp’ten, geri kalan 151 milyon TL ise diğer hissedarlardan geliyor. Özetle bu, şirkete nakit 151 milyon TL giriş demek.
Spor kamuoyunu bir telaş alıyor. Çünkü üçüncü sermaye artışının yapıldığı Eylül 2013 tarihi ile reddedilen ikinci sermaye artışı arasında kulüp lehine gelişen yeni bir gelişme bulunmuyor. Kulüp NAKDEN koyması gereken tutarı nereden buldu? Çağrı olursa bunu nasıl karşılar? Öyle ya ilk önce sermaye artışını NAKDEN yapma zorunluluğu getirilen; sonrasın da “çağrı zorunluluğu” zinciri ile ikinci kez kuşatılmış bir Şirket nasıl olur da pes etmeyip üçüncü kez sermaye artışına başvurur? Tahmin ettiğiniz üzere telaşa kapılan bu çevrelerin beyhude çalışmaları tekrar başlıyor ve bildiğiniz şu kampanyalar tekrar düzenlenmeye başlıyor…
Peki, hakikaten nasıl karşılanıyor bu NAKDEN artış? Kulüp bu parayı nereden buldu? Yine sizi yazının birkaç paragraf öncesine götüreyim. Hani demiştik ya… Kulüp stat gelirlerini Sportif AŞ’ye devrediyor diye… Bu devir ne zaman yapılacak? 2014 yılında. Peki, 2013-2014 sezonu kombine, vip koltuk ve loca satışları hangi tarihte yapıldı? Nisan 2013-Ekim 2013 arasında… Tahmin ettiğiniz gibi bu senenin stat gelirleri hala Kulüp’te bulunuyor. Kulüp de bu gelirleri alıyor ve Sportif AŞ’ye aktarıyor. Aktarırken de bunu “sermaye avansı” açıklaması ile yapıyor. Yani Şirketin sermayesi yaklaşık 335 milyon TL artıyor. Bunun 184 milyon TL’sini Kulüp zaten süreç içinde AŞ’ye aktardığı nakdi tutar ile NAKDEN katılıyor; diğer hisse sahipleri de verecekleri 151 milyon TL ile katılıyor.
“Galatasaray NAKDEN yapılacak artışa katılamaz” diye hesap yapanların oyunu bozuluyor. Ellerinde sadece “Kulüp ayrılma hakkı kullandırmalı” iddiası kalıyor. Peki, bu neden söyleniyor?
Takvimi biraz daha geriye saralım. Şubat 2013’e… Hatırlarsanız SPK bu tarihte Sportif AŞ’deki sermaye artışını “KULÜPTEN YAPILAN VARLIK DEVRİ İLE OLUŞAN BORCUN ÖZEL NİTELİKLİ İŞLEM SAYILMASI” sebebiyle geri çevirmişti. Yani özetle; “Ey Sportif AŞ, Sen stat gelirlerini Kulüp’ten devir aldın ama karşılığında bir borcun oluştu (bu devir hakkı karşılığı kira gideri); bu borç önemli bir tutardır ve senin faaliyetine etki eder. Dolayısıyla senin hissene sahip ortaklar bu borcun oluşmasını istememiş olabilir; sen sermaye artışında bu borç sebebiyle (eğer isterlerse) hissedarların hisselerini geri almak zorundasın” demişti. Süreçte hamlelerini kademe kademe ortaya koyan Sportif AŞ tam da Terim-MT-TFF üçgeninde yeni bir açıklama daha yapıyor KAP’a: http://kap.gov.tr/bildirim-sorgulari/bildirim-detayi.aspx?id=314301 .
Yapılan açıklama teknik bir açıklama… Özeti ise şu: “Ey SPK!!! Bize daha önce oluşan bu borç sebebiyle red cevabı vermiştin. Sermaye artışının geri çevrilmesi sebebi olarak bu borcu ‘özel nitelikli işlem’ saymıştın. Buyur… Ben bu borcu kapadım. Dolayısıyla çağrı zorunluluğu doğurabilecek böyle bir borç kalmadı. Borç yoksa; çağrı da yok”…
Kısa bir sessizlik…
Olayın dikkatli takipçileri hatırlayacaktır. Çağrı olacak mı olmayacak mı tartışmalarında olacak diyenlerin kafasında soru işaretleri belirdi: YA OLMAZSA ??? Çünkü çağrı olmaması demek artışın kabul görmesi ve sermayenin 4 büyük kulüp içinde en yüksek tutara çıkması, dahası kulübün kasasına ciddi bir nakit girmesi demek…
Sanırım şimdi kafanızda neden sermaye artışının reddi için kampanyaların yapıldığı az çok anlam kazanıyordur. Hele ki Kasım sonuna kadar FB AŞ’nin Kulüp’ten alacağını tahsil etmesinin zorunlu kılınması, özellikle bu takımın yandaşlarını ciddi endişelendirdi. 31-05-2013 (yani sportif yılsonu) ve 31-08-2013 Mali Verilerinde zarar gören; bu zarar daha 3 aylık dönemde 35 milyon TL’yi gören Kulüp’ün taraftarlarının endişelenmeleri gayet normal. Çünkü halka açık şirketin borçları gün geçtikçe artarken gelirleri bir önceki yılın geliri ile aynı kalıyor.
Kadrosuna Drogba, Chedjou, Sneijder gibi yıldızları katan Galatasaray ise sermaye artışı ile rahatlıyorken; kendileri konsolide olarak 700 milyon TL’den fazla borca ulaşmış durumda ve 2014’ün ilk yarısında ödemekle yükümlü oldukları tahvil, bonservis ve diğer ödemeleri bulunuyor.
Süreç ne zaman sonlanacak? Bilmiyoruz… Eminim SPK da henüz nihai kararını vermemiştir. Çünkü yukarıda, en tepelerde verilen direktifler var. Ancak, sonuç itibari ile Türkiye bir Hukuk Devleti. Bir şey yapacak iseniz bunun sebebini bulmak durumundasınız.
Sonuç…
Bu sermaye artışının sürecini gördünüz. Sportif AŞ. yasal olmayan hiçbir şey için başvurmuyor. Zaten süreci de Sportif AŞ yönetmiyor. Ancak yine de bu artış gerçekleşmez ise, bilin ki bu yasal değildir.
Çünkü FUTBOL SADECE FUTBOL DEĞİLDİR..
Volkan Yılmaz
Kasım 2013