Galatasaray, basketbolda kadınlarda ve erkeklerde yeni bir yapılanmaya gitti, bu yeni yapılanmayı daha iyi anlayacağımız, şuana kadar yapılanları ve hatta yapılmayanları özetleyen bir yazı yazmaya çalışacağım sizlere, zira yeni dönemde, geçmiş dönemin üzüntülerinden dolayı, yeni motivasyonlara ihtiyacımız olduğu aşikar.
Öncelik kadınlarda diye bir söz vardır hepimiz bazen kullanırız, bu söze binaen yazımında önceliği kadın basketbol takımımızın olsun. Yeni dönemde başarısız olan Ceyhun Yıldızoğlu yerine, efsane hocamız Ekrem Memnun'la yolumuza devam edeceğiz, yardımcısı ise yine bir efsanemiz olan Derya Özyer olacak. Bu 2 hamleyi kendi dinamiklerimize dönmek olarak nitelendirdiğim için olumlu buluyorum. Geçmiş dönemde yıldızlara dayalı sistemle, bireysel performanslarla başarılı sonuçlar gelememişti, özellikle Ceyhun Yıldızoğlu dönemi paraların çar çur edildiği ve yabancılara dayalı sistemin egemen olduğu yıllardı. Bunun sonrasında yeni teknik ekiple beraber, takımdaşlığın ön planda olduğu bir sisteme geçilcek olması, beni son derece umutlandrıyor, tek düşündürücü nokta takımın omurgasını Ekrem hocanın oluşturamamış olması, hatta daha açık yazayım bu kadroyu Murat Tümer'in kurmuş olması beni çok düşündürüyor.
Kadın basketbolunda bir parantezi de Işıl Alben ve Nevriye Yılmaz için açmak istiyorum. Işıl Alben'e parantez açıyorum, zira kendisi sakatlandığından beri çembere bakmıyor, sorumluluk almıyor, sadece enerjisi ve top çalma isteği ile var olmaya çalışıyor, ne penetresine ne de şutuna güveniyor, bu haliyle Galatasaray'a çok fazla şey vermesi mümkün değil, artık onun sorumluluk alması gerekiyor, zira bu akmaz kokmaz performansı ile biryerlere varması veya varmamız pek mümkün değil. Işıl Alben'in umarım 2 yıldır etkisiz olma nedeni Ceyhun hocanın güvenmemesidir, Ekrem hocayla beraber eski kaptanı görmek takım için çok önemli diyebilirim.
Nevriye Yılmaz'da parentezimizin 2. kahramanı, kendisi Galatasaray'ın yetiştirdiği, Galatasaray'lı en iyi kadın basketbolculardan biri durumunda, son zamanlarını Fenerbahçe'de şampiyon olarak ve Galatasaray'a küfür ederek geçirdi, milli takımımızın başarılarında da büyük pay sahibi oldu her zaman. Galatasaray'a büyük güç katacağı aşikar fakat geçmişte yaptıklarının özeleştirisini vermesi gerektiğini düşünüyorum, ben buraya şerh düşeyim unutmuş olmayayım.
Galatasaray, kadın basketbol takımı bu yeni oluşumuyla mücadele edeceği 3 kulvardan 3 kupayla çıkması bence imkansız değil ve hatta kesinlikle olası....
Erkek basketbol takımımıza geçtiğimizde ise, çok dramatik bir sezonun ardından yeni umutlar oluşmuş durumda, geçen sezondan yani Oktay Mahmuti'den bahsetmemek olmaz, Galatasaray'ın büyüyen vizyonunu ileriye taşıyan isim oldu ama takımı şampiyon yapamaması gerçekten büyük bir hayal kırıklığı yarattı, sonrasında ise üzücü olaylar nedeniyle takımdan koptu.
Yeni dönemde artık çok iyi bir Galatasaray'lı olan ve aynı zamanda da Türk basketbolunun yetiştirdiği en iyi koçlardan biri olarak gösterilen Ergin Ataman'la devam edilme kararı alındı. Oktay Mahmuti'nin bırakmış olduğu iyi yerli omurgasına yapılacak yabancı takviyeleriyle yine zirveyi hedefleyen bir Galatasaray beklentisine girebilirdik artık. Zira transfer döneminde de bence bu beklentimiz fazlasıyla karşılandı, çok iyi bir rotasyon oluşturuldu. Fenerbahçe ve Efes'in 30 milyon dolara kurduğu takımı Galatasaray 15 milyon dolar gibi bir bütçeyle, üstelik Eurolig lisansı olmadan oluşturdu diye düşünüyorum. Bence bu Ergin Ataman ve ekibinin ilk başarısı bu oldu. Kağıt üzerinde Galatasaray tarihinin en iyi kadrosu minumum parayla kurulmuş durumda diye düşünüyorum.
Bundan sonrası ise artık takım olma meselesi yani kimya meselesi, bu konuda da Ergin Ataman'ın ne kadar başarılı olduğunu geçen sezon ki Beşiktaş'dan biliyoruz, taraftarın da desteğiyle bence iyi bir sezon bizleri bekliyor. 3 Kupa beklentisi hayali bir beklenti olmaz, özellikle Eurocup'ı almak Galatasaray'ın en büyük hedefi olmalı diye düşünüyorum.
Son bölümde yeni yapılanma ve Eurolig lisansını konuşmak istiyorum. Galatasaray, erkek basketbolunda zirveye çıkarmak istiyorsa bunun için muhakkak Uleb'den Eurolig daimi lisansı almak zorunda. Yeni dönemde bu işi başaracak isimler belli, Lütfi Arıboğan önderliğinde Murat Özyer ve diğer idari kadronun Galatasaray taraftarına vereceği en büyük hizmet bu lisansı kazanmak olmalıdır. Bu idari kadromuzun bana göre en büyük hedefi olmalı. Kurumsallaşma sonucunda, daha sağlıklı kombine ve salon organizasyonları, store gelirleri, taraftar sayısında ki artış, sportif başarılar, sonucunda ben bu lisansında yeni dönemde alınacağını düşünüyorum.
ÖZETLE GALATASARAY'IN BASKETBOL'DA Kİ YENİ YAPILANMASINA BAKTIĞIMIZDA 6 KUPA 1 LİSANS HAYAL DEĞİL DİYORUM!
Eyüp Yıldız
http://www.twitter.com/eyupyildizz